Türkleri büsbütün Çinlileştirmek maksatıyla, halkı Çince konuşmaya, Çinliler gibi giyinmeye, Çin adetlerini kabule zorlaması için İşbara’yı sıkıştırmaya başladı.
Hakan, Çin imp. gönderdiği 585 tarihli mektubunda bu istekleri şöyle cevaplandırdı: “Size bağlı kalacak, haraç verecek, kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem, uzun saçlarımızı kestiremem, halkıma sizin elbiselerinizi giydiremem, adetlerinizi, kanunlarınızı alamam. Bütün bunların imkanı yoktur, çünkü bu bakımdan halkım, bütün milletim hassasiyetle çarpan tek bir kalptir.” ve fakat ilave ediyordu: “Sui imparatoru dünyanın gerçek hakimidir. Gökte iki güneş olmadığı gibi, yerde de iki hükümdar olmamalıdır.”
Göktürk Hakanlığı parçalanmıştı. Devlete bağlı kütleler ayaklanıyordu. Türkler Çin’e iltica etmeye başlamıştı. Türk hükümdar ailesi mensupları birbirine düşmüştü. Bu karışıklıkta İşbara öldü. (587) Yerine kardeşi YEHU geçti.
Gerek Yehu,gerek ondan sonra iktidara gelen TÜLAN zamanlarında durum düzelmedi. Ünlü Çin generali Çang-Sun Şeng, Göktürk Hakanlığı’nı büsbütün çökertmek için elinden geleni yapıyordu. Ayrıca elçi olarak geldiği Ötüken’de türlü hilelerle Türk hanedan üyelerini birbirine düşürüyordu. Çinli generalin en büyük destekçisi ise hakanın karısı olan Çin’li prensesti.
Evvelce Çin’le arası iyi olan Tardu bu sefer Doğu Hakanlığını idaresi altına almak istemişti. Bu yüzden Çinliler Doğu Hakanı KİMİN’i Tardu’ya karşı kullanmaya başladılar.
Kimin Çin imp. gönderdiği 607’deki mektupta “Haşmetpenah’ın aciz bir bende si” olduğunu, hatta vaktiyle İşbara’nın bile reddettiği “Türk kavmini Çinliler gibi yapmağa giyim adet ve dilde Çinlileştirmeğe, hazır bulunduğunu” yazabilmiştir.