İnanç ve kuruluş mitolojisi

Doğu Göktürk Devleti1Göktürkler inanç ve düşünce yapılarına göre Göktanrı (Tanrı veya Tengri) tarafından devlet kurma görevinin kendilerine verildiğine inanır ve bu doğrultuda hareket ederlerdi. Bu yüzden kendilerini Göktürk olarak tanımlamışlardırGök rengi, yani mavi kutsaldı. Yine ibadetler göğe en yakın yerlerde, yükseklerde yapılırdı.Bugün halen Anadolu’daki Türkmenler, belli kutlamalar için yüksek dağlara, tepelere çıkmaktadırlar.

Göktürklerde hükümdar soyunun adı yazılı Çin kaynaklarına ve Türk sözlü geleneğinegöre Asen (Asena, Zena, Aşena, Aşina 阿史那) dir. Bu kaynaklarda Göktürk Kağanlığını kuran bu ailesi kendi tanımlamada dişi bir kurdun soyundan geldiği anlatılmaktadır..

Ordu

Göktürk ordusu, yükselme döneminde Asya’nın en güçlü askeri kuvvetiydi Ordunun üçte ikisi süvari, biri de piyadeydi Akınlarda ve savaşlarda süratli hareket etmek esastı. Gece ve gündüz sıkı yürüyüşle yol alan ve atlarına nöbetle binen Türk süvarisi, hiç ümit edilmedik anda, hiçbir haber alma şansı bırakmadan düşman ordusuna saldırırdı Savaşta düşman asker miktarı yüzbinleri bulursa, Türk ordusu kırdırılmazdı. Bozkır taktiğile ilk önce geri çekilinirdi. Merkez üssünden ayrılan düşman, vurkaç ve gerilla savaşı ile yıpratılıp, ani baskınla yok edilirdi.Göktürklerin bayrak ve tuğlarının tepesinde altından yapılmış kurt başlı heykel bulunurdu. Tuğ ile davul da bağımsızlık sembolleriydi.

TARDU’NUN HÜKÜMDAR OLUŞU

Doğu Göktürklerin iç işlerine karışan Çin’in Tülan ve kardeşi Tulı’yı savaştırması sonucu Batı Göktürk hakanı Tardu Çin üzerine sefere çıktı. Kuzey Çin topraklarında süratle ilerledi, Ötüken, Kuzeybatı Moğolistan, Aral Gölü havalisi, Kaşgar, Maveraünnehir ve Merv’e kadar olan bölgeleri ele geçirdi. Neticede bu başarılardan sonra kendisi “Ulu Kağan (Bilge Kağan)” ünvanını almıştır.
Tardu Çinlilerle mücadele ederken O ünlü Çin komutanı Çang-sun Şeng’in oyununa gelmiş; Türk ordusunun geçeceği yollardaki suları, kuyuları, pınarları zehirleyen bu general yüzünden ağır asker ve at kayıpları vermişti. Çekilmek zorunda kaldı. (600) Başarısızlığı ülkede tepki yaratmıştı. Tardu bütün amacı ve ideali olan Göktürk birliğini gerçekleştirmek için çok şiddetli davranmıştı. Huzursuzluğu önlemek için başkentin yakınlarında yaptığı bir savaşta sonuç alamaması üzerine birçok Türk boyları ve yabancılar ayaklandı. Tardu bunlarla başa çıkamadı ve KUKO-NOR havalisinde kayıplara karıştı. (603)

BATI GÖK-TÜRK HAKANLIĞI

İstemi Yabgu’nun oğlu Tardu Doğu Göktürk Hakanlığı ile olan ilgisini 582 yılında resmen kesmişti. Hükümdar Tardu Kağan önce Hoten bölgesin İmp. bağladı. Şehinşah 4.ORMUZD (Türkoğlu) zamanında, Bizans Sasani savaşlarında İran’ın iç işlerine karışmaya başladı. 588-589 da bir Türk ordusu Kafkasya’da DERBEND’i kuşatırken, başka bir Göktürk komutanı da Horasan’da Herat ve Badgis havalisine girdi. Bu ikinci orduyu ünlü Sasani kumandanı Behram Çupin durdurdu. Behram daha sonra isyan etmiş ve hükümdarın yerine oğlu Hüsrev Pervizi geçirmişti. Bunun üzerine Sasani imp. sarsılmış ve Bizans’ında karışmasıyla yenilen Behram Batı Göktürklere sığındı.

***İLGİNÇ BİR TÜRK AYAKLANMASI***

Doğu Göktürk hakimiyetinin sona ermesinden hemen sonra yaklaşık olarak 646-649 yıllarında ufak tefek isyanlar çıkmaya başladı. Bunlardan Aşına ailesinden bir prens Altaylar’da Türk hakanlığını yeniden diriltmeye çalıştı. Yine Göktürk Hakanları soyundan TUÇİ, On-Okların başına “Kağan” olarak geçti ve Çin’e karşı Tibetlilerle işbirliği yaptı. (676-678) Bu hareketler Çinliler tarafından şiddetle bastırılmıştır.

Çin hakimiyetine karşı ayaklanmaların en ilginç olanı ise “Kürşad İhtilalidir”. Eski Göktürk Hakanı YEHU’ nun oğlu olan Kürşad; Çin sarayında muhafız olarak bulunuyordu. Bu cesur Türk Prensi Türk devletini diriltmek için 39 arkadaşıyla beraber bazı zamanlar şehirde yalnız başına dolaşan Çin imp. ele geçirmek için plan yapmış fakat planın uygulanacağı gece çıkan fırtına sebebiyle şehri dolaşmaya çıkmayan imp.planı bozmuştu. Ancak planın bozulmasına tahammül edemeyen Kürşad ve arkadaşları Çin sarayını basmaya karar vermişler, saraya da girmelerine rağmen olaydan haberdar olan Çin ordusunun önünde mücadele verememiş, neticede VEY IRMAĞI’ na doğru çekilmişlerse de hepsi öldürülmüştür.

DOĞU GÖK-TÜRK DEVLETİNİN YIKILIŞI

Çulo’nun yerine kardeşi KİELİ Hakan oldu. Devlet idaresinde yeterli olamayan Kieli, Çin imp. ağır dille mektuplar yazarak onun harekete geçmesine sebep olmuştur. Çin’e karşı plansız ve düzensiz savaşlara girişti. Bir iki defa yenildi. Tutumu millette güvensizliğe yol açtı.
Tarduş’lar, Bayırku’lar, Uygur’lar ayaklandılar. Türk himayesine sığınmış Çinlilerden çoğu af dileyerek Çin’e geri döndüler. Nihayet Kieli Hakan, kuşattığı bir şehir önünde yenilerek çekilirken yakalandı ve Çin başkentine gönderildi. Doğu Göktürklerin bağımsızlığı böylece sona ermiş oldu. (630)

Çin sarayını yağmalayarak aldığı kıymetli eşyayı kendisine sunan mülteci Çin kumandanlarından birini Şipi Kağan “Çin İmp.” ilan etti. Kendisine kurt başlı bir sancak verdi (617). Başka bir Çinli kumandanı da “Batı Çin Kağanı” ilan ederek Sui hanedanına karşı sefere çıktı. Ayrıca Çin umumi valilerinden Lİ-YÜAN’ı himayesine alarak destekledi. Onunla anlaşma yaptı. Li yüan, Türk ordusunun yardımı ile Sui Hanedanını iktidardan indirdi. Çin başkentindeki imp. hazinesi Li Yüan tarafından Hakana takdim edildi. Yeni imp., ayrıca 30.000 ton ipek ve yıllık vergi vermeyi kabul etti.
Sui’lerin böylece Çin’deki hakimiyet,de sona ermiş oluyordu. Li Yüan, 300 yıl sürecek olan ünlü TANG sülalesini kurdu ve KAO-ÇU ünvanını aldı.
Şipi’den sonra iktidar olan ÇULO (619-621) Çin’e karşı kardeşinin sert siyasetini devam ettirdi. Türk yardımı ile Çin tahtına kavuşan Li Yüan’ın tutumu kısa zamanda değişmiş, Çulo bunun için Sui sülalesini tekrar canlandırmağa karar vermişti. O da bir Çin prensesi ile evliydi. Bu prenses Çulo’yu zehirleyerek öldürmüştür.

ŞİPİ KAĞAN

Kimin’in ölümü üzerine yerine geçen oğlu ŞİPİ (609-619) Türklerin çok kırılmış olan gururunu ve şerefini, biraz kurtarabildi. O da bir Çin’li prensesle evlendi ama bunu Çin’in iç işlerine karışmasını önleyici bir paravan olarak kullanmayı başardı. Hakanlık topraklarındaki karışıklığı giderdi. Hatta batıda Tibet’e doğuda Amur’a kadar olan bölgeleri idaresi altına aldı.
Durumdan endişe eden Çinliler değişmez planlarını ortaya tekrar çıkardılar. Türk Hükümdar ailesi içinde ayrılık yaratmak için Şipi’nin küçük kardeşi ÇİKİ ŞAD’a hakanlık teklif ettiler. Çin hakimiyetinin rezaletlerini ve milletin perişanlığını gören genç Türk prensi bu teklifi reddetti, kendisine vaat edilen Çinli prensesi de geri çevirdi.
Çinliler bu sefer başka bir yol denediler: Göktürk komutanlarından birini pusuya düşürerek öldürdüler. Sonra da Hakana, bu komutanı kendilerine başvurarak işbirliği teklif ettiğini,fakat “aradaki dostluktan” dolayı onu ortadan kaldırmayı uygun bulduklarını bildirdiler. Böylece Hakanla Göktürk başbuğlarının arasını açmayı tasarlıyorlardı. Fakat Şipi bu oyuna gelmedi. Bu davranışların Çin Türk anlaşmasını bozduğunu ileri sürerek yıllık ödedikleri haracı kestiler, savaşa hazırlandılar.
Göktürk Hakanı kuzey eyaletlerinde geziye çıkmış bulunan Çin imp. bir baskınla ele geçirmeyi planladı. Fakat bu gizli planı, Ötüken’de oturan Çinli prenses el altından Çin’e ulaştırdı. İmparator süratle geri dönmeye başladı. Yine de, kendisini takip eden Göktürk süvarileri tarafından Yen-men mevkiinde kuşatıldı. Hiçbir kurtuluş ümidinin kalmadığı, Çin hükümdarının büyük bir kedere kapılarak ağladığı sırada, yine Çinli prenses imdada yetişti: Göktürk ülkesinde büyük bir isyanın çıktığı söylentisini yayarak Türk ordusunun geri çekilmesini sağladı.(615)
Çin imp. itibarı, hile ile kurtulmasına rağmen çok sarsılmıştı. Ülkesindeki muhalefet gittikçe güçleniyordu. Göktürk Hakanı da ,eski Çin siyasetini şimdi onlara karşı kullanmağa başlamıştı.

ÇİN BASKISI

Türkleri büsbütün Çinlileştirmek maksatıyla, halkı Çince konuşmaya, Çinliler gibi giyinmeye, Çin adetlerini kabule zorlaması için İşbara’yı sıkıştırmaya başladı.
Hakan, Çin imp. gönderdiği 585 tarihli mektubunda bu istekleri şöyle cevaplandırdı: “Size bağlı kalacak, haraç verecek, kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem, uzun saçlarımızı kestiremem, halkıma sizin elbiselerinizi giydiremem, adetlerinizi, kanunlarınızı alamam. Bütün bunların imkanı yoktur, çünkü bu bakımdan halkım, bütün milletim hassasiyetle çarpan tek bir kalptir.” ve fakat ilave ediyordu: “Sui imparatoru dünyanın gerçek hakimidir. Gökte iki güneş olmadığı gibi, yerde de iki hükümdar olmamalıdır.”
Göktürk Hakanlığı parçalanmıştı. Devlete bağlı kütleler ayaklanıyordu. Türkler Çin’e iltica etmeye başlamıştı. Türk hükümdar ailesi mensupları birbirine düşmüştü. Bu karışıklıkta İşbara öldü. (587) Yerine kardeşi YEHU geçti.

Gerek Yehu,gerek ondan sonra iktidara gelen TÜLAN zamanlarında durum düzelmedi. Ünlü Çin generali Çang-Sun Şeng, Göktürk Hakanlığı’nı büsbütün çökertmek için elinden geleni yapıyordu. Ayrıca elçi olarak geldiği Ötüken’de türlü hilelerle Türk hanedan üyelerini birbirine düşürüyordu. Çinli generalin en büyük destekçisi ise hakanın karısı olan Çin’li prensesti.

Evvelce Çin’le arası iyi olan Tardu bu sefer Doğu Hakanlığını idaresi altına almak istemişti. Bu yüzden Çinliler Doğu Hakanı KİMİN’i Tardu’ya karşı kullanmaya başladılar.
Kimin Çin imp. gönderdiği 607’deki mektupta “Haşmetpenah’ın aciz bir bende si” olduğunu, hatta vaktiyle İşbara’nın bile reddettiği “Türk kavmini Çinliler gibi yapmağa giyim adet ve dilde Çinlileştirmeğe, hazır bulunduğunu” yazabilmiştir.